Bu benim ikinci blog denemem. İlki böbrek, ciğer peşinden koşturan networking işine kendini kaptırmış arkadaşlarıma inat açmıştım. Uzun bir tatilim vardı ve bu tatilimi her gün günlük tutar gibi yazacaktım. yazıları yazdım bir on gün fakat yazılarımı okuyanların hemen hepsi bot olunca ne yapacağımı bilemedim. Açtım ps3’ü GTAya devam ettim. O günden sonra pek blog da takip etmemeye başladım. Üniversiteye başladığımda bloggerda rastgele bloglar arasında sörf yapıp beğendiğim ilginç bulduklarımı ayırır hatta blogun hangi kafa ile yazıldığını anlamaya çalışırdım. Çok postmodern olanları da vardı, aile fotoğraflarının paylaşıldığı bloglar da. Keşke o zamanlar okusaymışım diyorum. Çünkü bir daha böylesine ilginç bloglarda vakit ayıramayacağım.
İki kötü alışkanlığım var. Kendimi kurtarmak için amaçsızca yalan söylemek şöyle bir köşede dursun:
1-Aldığım notları tekrar dönüp okumuyorum, defterler dolup taşıyor hatta kendimi tekrara düşüyorum.
2-Bildiğimi sanıp muhabbet konusu olarak kullandığım bilgiler hep ortada kalıyor, bunun sonucunda muhabbet aksıyor.
Bu blogun bu iki kötü alışkanlığımı düzelmesini istediğim için yazmaya başlıyorum.
İyi günler efendim
learning 